12 Nisan 2016 Salı

Kuzey İtalya Gezi Notları-1

Yaza doğru adım adım yaklaştıkça biz de yerimizde duramaz olduk :) Vee yeni bir gezi rotasıyla karşınızdayız ! Moda haftasını kaçırmış olsak da modanın başkentine gitmeden olmaz dedik ve rotamızı Milano’ya çevirdik. 5 günlük seyahatimize Cenova ve Como Gölü’nü de ekledik.

ULAŞIM

İstanbul’dan THY ile Milano uçuşu toplamda 2,5 saat sürüyor. Planımız öncelikle Cenova’ya inip çevre kasabaları keşfettikten sonra kalan 3 günümüzü Milano’ya ayırmak oldu. Milano-Cenova arası ulaşım en rahat tren yoluyla olduğundan Malpensa Havaalanı'ndan kalkan otobüslerle Milano’nun merkez tren istasyonuna gidip oradan yaklaşık 1.5 saat süren tren yolcuğumuza başladık. Hava Mart ayında güneşli ancak 14-15 derecelerde olduğundan tavsiyemiz bu aylarda gidecekseniz yanınıza muhakkak hırka ve mont almanız olacaktır.


Nerelere Gittik?





Küçük bir liman kenti olan Cenova için gezi programınızda 1 gün ayırmanız yeterli. Ünlü kaşif Kristof Kolomb’un doğduğu şehir olarak da bilinen bu kentin tarihi dokusu içinde gezinmek ilk yapacağınız iş olmalı. 










San Lorenzo Katedrali

Kentte yaptığımız ufak gezinti sırasında San Lorenzo Katedrali’nin gotik mimarisi ve yeşil panjurlu evler ilk dikkatimizi çeken yapılar oluyor. Şehrin dar sokaklarında ilerleyip Antik limana ulaştığımızda ise Roman Polanski'nin 1986 yılında çektiği Pirates adlı filmden kalma devasa bir korsan gemisi bizi karşılıyor. Kentin en önemli simgelerinden biri olan bu geminin hemen yanında aynı zamanda Avrupa’nın en büyük  akvaryumlarından biri mevcut. Eğer su altı yaşamına meraklıysanız gezmenizi öneriririz.









Porta Soprano
Cenova'nın en önemli meydanlarından biri olan Piazza de Ferrari kocaman havuzu, opera binası, Palazzo Ducale, ve Garibaldi heykeliyle karşınıza çıkıyor. Bu meydandan Via Dante'ye girdiğimizde ise Kristof Kolomb'un doğduğu eve ve şehrin tarihi giriş kapısı olan Porta Soprano'ya ulaşıyoruz.






Ne Yedik?




Cenova pesto sosun anavatanı olduğundan biz de buraya kadar gelmişken ‘Pesto Genovese’li makarna yemeden dönmedik elbette. Burada birçok lokal restoran bulmanız mümkün ancak hepsi çok küçük olduğundan istediğiniz yerde yemek yiyebilmek için muhakkak rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Biz rezervasyon yaptırmadığımız ve de çok acıktığımız için bulduğumuz ilk restorana kendimizi attık. ‘Le Mani in Pasta’ ufacık, altında kendi şarap mahzenini barındıran çok tatlı bir işletme. 














Seçtiğiniz makarnaya gore şarap önerisi de menüde mevcut. Makarnalarının lezzetini tahmin ediyorsunuzdur elbette :)














Eğer rezervasyon yaptırma şansınız varsa ’Osteria di Vico Palla’ da gidilebilecek diğer bir lokal restoran. Tercih sizin.



Dipnot: Cenova'da hayat gece yarısı olmadan son buluyor, bu nedenle yemekten sonra otelinize gitmekten başka pek bir seçeneğiniz yok ne yazık ki.












Cenova’dan yakın çevre kasabalarına geçmeyi planladığımız için otelimizi tren istasyonuna yakın bir konumda tercih etmiştik. Sabah kahvaltıdan sonra ilk iş tren biletlerimizi alıp İtalya’nın kayalar üzerine kurulmuş 5 ufak köyünden oluşan Cinque Terre’ye doğru yola çıkmak oldu. Bu kasabalardan herhangi birini muhakkak dergilerde ya da internette gezinirken görmüşsünüzdür. Burada güzel bir kare yakalamak için muhteşem bir fotoğrafçı olmanıza gerek yok çünkü her kasabanın kendi büyülü mimarisi ve renkleri içerisinde kötü fotoğraf çekme şansınız olmayacaktır :))

Cinque Terre’nin kendine özgün yapısı o kadar muhteşem ki 1998’de UNESCO’nun dünya mirası olarak koruma altına alınmış. Monterosso, Vernazza, Corniglia, Manarola ve Riomaggiore adlı 5 küçük kasabadan oluşan Cinque Terre yaz aylarında deniz, kum ve güneşin tadını çıkarabileceğiniz enfes bir kıyı şeridi. Köyler arasında araba yoluna bile izin verilmeyen bölgede ulaşım sadece sahilden geçen tren yolu ve dağların arasına yüzyıllar önce köylülerin kurduğu yürüyüş patikaları ile sağlanıyor. Eğer doğa yürüyüşü yapmayı seviyor ve romantik bir yaz tatili planlıyorsanız kesinlikle bu küçük İtalyan kasabalarında birer gece konaklayarak doğanın tadını çıkarmanızı öneririz.

Ne yazık ki bizim bu güzel kasabaları gezebilmek için fazla vaktimiz yoktu ve hızlandırılmış yolu tercih ederek trenle kasabalar arasında ulaşımı sağladık.


CINQUE TERRE KÖYLERİ

Hepsini uzun uzun anlatmak yerine belirgin özelliklerini sıralayalım sizin için.


Monterosso


Köyler içerisinde en büyük ve en turistik olanı. Tren ile Cenova üzerinden geldiğinizde ilk durğanız. En çok otel seçeneği burada olsa da daha lokal ve gastronomik deneyimler için bu köyü tercih etmenizi önermiyoruz. Şansımıza gittiğimiz dönemde yerel ürünlerin satıldığı bir kermes vardı. Ufak bir alışveriş için ideal oldu. Ayrıca belirtmeden geçmeyelim Cenova’dan pesto alamayanlar buradaki küçük dükkanlarda taze pesto bulma şansını yakalayacaklar.









Vernazza





Dar labirent şeklinde sokakları olan, sahilde ufak bir limana sahip keyifli bir köy. Güzel konaklama ve restoran seçenekleri mevcut. Buradan özellikle yürüyüş severler için önereceğimiz rota Santa Margherita d’Antiocha kilisesini takip edip La Cantina del Molo’ya doğru yürüşlerini tamamlamak ve mekanın kendi yapımları olan şarapları tatmak olacaktır.











Cornelia




Tüm köyler arasında en bakir olanı. Kayaların tepesine kurulmuş bu köy diğerlerine gore sahil erişimi zor olduğundan en az turistik olanı. Ancak yine de burada konaklamayı tercih ederseniz lokallerin yardımıyla sahile ulaşım sağlamanız mümkün.













Manarola


Köyler içerisinde en şirin ve güzeli bizce Manarola. Zaten Cinque Terre’nin sembolü haline gelmiştir bu köy. Manarola’dan limanın diğer tarafına geçip tepeye tırmanırsanız tepedeki mezarlığa ulaşıyorsunuz. Konumu itibariyle size eşsiz manzaralar sunuyor. Günbatımını buradan izleyebilir ve muhteşem fotoğraflar yakalayabilirsiniz. Küçük bir dipnot, deniz ürünleriyle ünlü ‘Trattoria dal Billy’ de Manarola’da aklınızda olsun. 






Riomaggiore


Riomaggiore ile Manarola arasında ‘Aşıklar Yolu’ bulunuyor. Bu iki köy arasında dostlukların kurulabilmesi için yapılan yol ne yazık ki kayalıkların yolu kapaması sonucu yürüyüş rotasına dahil edilemiyor. Yine de merak edenler için yolun bir kısmını yürümek mümkün.

Cinque Terre'deki yürüyüş rotalarını incelemek için tıklayın.



Gezinin buradan sonraki kısmında Milano'dayız. Milano yazısı için takipte kalın.





Sevgiler 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız için teşekkürler...