15 Mart 2016 Salı

2 günde AMSTERDAM :)

Merhabalar:))
İlk baharı karşıladığımız şu günlerde biz gezi rotalarımızı çizmeye ve harekete geçmeye başladık bile :) İlk durağımız da Amsterdam oldu ve 2 günlük Amsterdam gezimizi şöyle anlatabiliriz;

                                                                    Ulaşım
Birçok Avrupa şehrine olduğu gibi İstanbul'dan Amsterdam'a ulaşım da oldukça kolay. Ortalama 3 buçuk saatte Amsterdam'ın meşhur havaalanı Schiphol'e varıyorsunuz. Biz Mart ayında gittiğimiz için şehir oldukça soğuktu. Amsterdam gezisini kış ve sonbahar aylarında planlayanlar, kıyafet seçimlerinizde dikkatli olun, özellikle bere ve atkı olmazsa olmaz;)
Kalabalık bir ekip olarak biz havaalanından otele transferle geçtik, fakat şehirde ulaşım  tabii ki çok gelişmiş durumda. Yani sadece Amsterdam içinde gezmeyi planlıyorsanız araba kiralamanız kesinlikle anlamsız. Zaten bu şehri yaşayabilmek için de kanalların arasında kaybola kaybola yürümek ya da yerel halka uyum sağlayıp bisikletle gezmek en güzeli :) Metro, tramvay, otobüs gibi toplu taşıma araçlarını kullanacaksanız eğer, konaklama sürenize göre ulaşım kartı almayı ihmal etmeyin. Tek binişlik kart kullanmak pek ekonomik olmayacaktır. Ayrıca eğer müzelere girmeyi de planlıyorsanız "Iamsterdam" kart kullanmayı tercih edebilirsiniz.


NERELERE GİTTİK






Dam Meydanı
Kraliyet Sarayı (Koninklijk Paleis), Nieuwe Kerk (Yeni kilise), Hotel Krasnapolsky, Madam Tussauds Müzesi ve Ulusal Anıt ile çevrili Dam meydanı Amsterdam'ın kalbi adeta... Eskiden balık pazarı olan meydan, günümüzde turistlerin en önemli uğrak yerlerinden biri durumunda.
"De Bijenkorf" isimli şehrin en güzel alışveriş merkezinin meydana çok yakın olduğunu da söylemeden geçmeyelim ;)









Red Light District
Amsterdam'ın en bilinen bölgesi Red Light District olsa gerek... Birçok randevu evinin, özel tiyatroların, sex shopların, barların yer aldığı bu bölge turistler tarafından yoğun ilgi çekiyor. Genç-yaşlı, kadın-erkek, çocuklu aileler gibi herkesin rahatlıkla gidip gezebileceği bir bölge aslında burası. Yani acaba güvenlik sıkıntısı mı olur, gitmesek mi, gündüz mü gitsek diye boşuna gerilmeyin (ki biz bunların hepsini düşünmüştük), kafanız rahat gidin ve hatta mutlaka bu bölgenin gecesini bir görün deriz:)




Coffee Shoplar
Amsterdam'da bazı hafif uyuşturucu maddelerinin kullanımı serbest. Ve bu maddelerin satıldığı yerler "coffee shop" olarak geçiyor. "Bulldog" bu coffee shopların ilki olma özelliğini taşıyor ve genellikle turistler tarafından da tercih ediliyor. Fakat bazen yolda yürürken yanınıza legal olmayan madde satıcıları yaklaşabiliyor. Bu tip satıcıları kibarca geri çevirdiğiniz sürece bir sıkıntı yaşamıyorsunuz...

                                                                                 
                                                                                   


Rijksmuseum 
Hollanda'nın en ünlü müzelerinden "Rijksmuseum"da başta Rembrandt olmak üzere birçok ünlü ressamın eserleri sergilenmektedir. Sanata ilginiz varsa, büyük sanat koleksiyonuyla Rijksmuseum'a uğramadan gelmeyin... Ayrıca müzenin önünde bulunan Iamsterdam yazısıyla fotoğraf da çektirebilirsiniz tabi;)










Rembrandtplein
Rembrandt heykelinin ve Rembrandt'ın evinin bulunduğu bu meydan, Amsterdam'ın en çok ilgi gören meydanlarından biri. Özellikle akşamları etrafında bulunan barların ve kafelerin oldukça keyifli olduğunu söyleyebiliriz...







Bloemenmarkt (Çiçek Pazarı)
Eskiden bahçıvanların yetiştirdikleri çiçekleri satmak için geldiği bu bölge, günümüzde de birçok bitki türünün ve tohumunun satıldığı bir pazar olarak kullanılmaktadır. Özellikle rengarenk laleleriyle meşhur olan bloemenmarkt çevresinde hediyelik eşyalar alabileceğiniz birçok mağaza var. Ayrıca  çeşit çeşit aromalı gauda peynirlerinin satıldığı, oldukça sempatik olan butik peynir dükkanlarından da peynir almayı unutmamak gerek tabii  ;)


Leidseplein
Amsterdam'ın en canlı, en hareketli meydanlarından biri olan Liedseplein özellikle çevrede bulunan gece kulüpleri ve eğlence mekanlarıyla ünlü. Bu bölgede birçok güzel kafe ve restoranın da bulunduğunu belirtelim.

Anne Frank'ın Evi
Anne Frank'ın günlüğünü okuyup da etkilenmeyen yoktur herhalde. Şu anda müze olarak kullanılan bu ev, Frank ve Van Pels ailelerinin Almanlardan 2 sene boyunca saklandığı gizli dairedir. Müzede  Anne Frank'in günlüğünden parçalar da sergilenmektedir.

Biz vakit kısıtlılığı nedeniyle müzelerin içini gezemedik ne yazık ki... Fakat vaktiniz ve de ilginiz varsa "Anne Frank'ın Evi" ve "Van Gogh Müzesi"ni gezilecek yerler arasına eklemelisiniz. Bir de "Heineken Experience" denilen ve Heineken bira fabrikasının gezildiği bir organizasyon var ki, yine vakit darlığı nedeniyle biz katılamadık ve içimizde kaldı :(( Bira fabrikasının gezildiği, bira yapımının anlatıldığı ortalama yarım saat süren bu tura biz katılamadık, vakti olanlar bizim için de katılsın lütfen!!





Eğlence Hayatı
Amsterdam'da gece kulübü alternatifleri oldukça fazla. Gitmeyi planladığınız tarihte yapılacak olan etkinlikleri önceden araştırır ve biletlerinizi de önceden alırsanız iyi olur. Çünkü genellikle ünlü dj'lerin geldiği kulüplerde son anda bilet bulmak biraz imkansız oluyor. Bunun dışında zaten akşamları Amsterdam sokaklarında yürümenin bile başlı başına bir eğlence olduğunu da tekrar belirtelim :)

Ne yedik, Ne içtik???

Amsterdam'da yerel flemenk yemeklerinin yanı sıra dünya mutfağına dair herşeyi bulabileceğiniz çok başarılı restoranlar mevcut. Örneğin biz "Bird" diye bir Thai restoranına gittik ki, bu mutfağı sevenlere kesinlikle tavsiye ederiz!!! Yemekler gerçekten muhteşemdi, fiyatlar da oldukça makuldü. (özellikle pekin ördeğini denemelisiniz!). Fakat rezervasyonsuz giderseniz ortalama 40-60 dk sıra beklemeniz gerekiyor. Biz bu sırayı bekledik ve kesinlikle değdi :)
Özellikle cuma-cumartesi restoranların son derece dolu olduğunu, rezervasyon olmadığında iyi bir restoranda yemek için akşam 10'a kadar falan beklemek gerektiğini de belirtelim. Biz "Castell" isimli çok güzel bir brezilya restoranında et yemeyi tercih ettik. Steak'leri, servisi, çalışanları ve ambiyansı mükemmel olan bu restoranı da şiddetle tavsiye ederiz ! Amsterdam'da et için tercih edebileceğiniz bir alternatif de Arjantin restoranları, bilginize...
Krep sevenlerin dikkatine!!! "Pancake Bakery"i kahvaltı ya da öğle yemekleriniz için kesinlikle tavsiye ederiz. Tatlı, tuzlu birçok çeşitte, harika krepler yapıyorlar. Girişte yine biraz sıra beklemek gerekiyor ama o güzel krep kokularını alınca zaten yemeden gitmek imkansız! Bir de mekan Anne Frank'ın evine çok yakın, gezinizi ona göre planlayabilirsiniz.
Bunun dışında tabii Amsterdam'ın olmazsa olmazı patat (külahta satılan patates), bitterballen, haring yemeyi de ihmal etmedik :)
Son olarak Amsterdam'ın en özel ve güzel yiyeceklerinden birisi de şüphesiz peynirleri! Bol bol tadın, kendinize ve arkadaşlarınıza da hediye olarak getirmeyi unutmayın... Amsterdam'ın tadını çıkarmanız dileğiyle :) Ayrıntılı bilgi için bize ulaşabilirsiniz..

Sevgiler









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız için teşekkürler...