Bilindiği
üzere modanın başkenti olan Milano; İtalyan futbolunun da başkenti. Büyük
bir şehir olmasına karşın gezilecek spesifik noktaları haricinde eğer alışveriş
tutkunu değilseniz 2-3 gün burası için yeterli olacaktır. Biz de planımızı bu
yönde yapıp bir günümüzü de Como Gölü’ne ayırmaya karar verdik.
Nerelere Gittik?
Bilet almak için tıklayın |
Milano’nun
simgesi haline gelen bu katedral gotik tasarımı ve görkemli yapısı ile hemen
dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Katedralin bulunduğu meydan günün her
saatinde hareketli. Arzu edenler biraz sıra beklemeyi göze alıp katedralin
içini gezebilirler. Yok dışardan görmek benim için yeterli diyenlerdenseniz duomonun
hemen yanındaki Galleria Vittorio Emanuel II içindeki lüks mağazalara göz
gezdirebilir ya da Duomo manzarasına karşı çevre cafelerde aperitivo eşliğinde
Spritzinizi yudumlayabilirsiniz. (o konuya ayrıca değineceğiz ;)
Dünya’nın
ilk alışveriş merkezi olan Galleria Vittorio Emanuele, içerisinde Louis
Vuitton, Prada gibi dünyaca ünlü markaların mağazalarını barındırıyor. Cam
kubbesi ve tarihi dokusu bu gezintiyi bizim için daha da keyifli kılıyor. Mağazalara mı baksak binaya mı bilemedik ;) Dileyenler galerinin içerisindeki cafelerde bir kahve molası verebilir ya da
çılgınlar gibi alışveriş yapabilirler!
Unesco Dünya Kültür Mirası olarak korunan bazilikanın en önemli
özelliği Leonardo da Vinci’nin “Son Yemek” (Last Supper) eserinin bulunması.
Görebilmek için birkaç ay öncesinden rezervasyon yapmak gerekiyor bilginize. İletişim bilgilerine bu linkten ulaşabilirsiniz.
Duomodan sonra Milano’nun diğer ikonik yapısı
Castello Sforzesco. Michelangelo'nun yarım kalan son yapıtı "Rondanini Pietàsı" buradadır. Biz içerisine girmedik ancak tercih edenler burayı da
gezebilir.
İtalyan
sanat tarihinin önemli eserlerini içerisinde barındıran galeri, sanat
meraklıları için kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Ayrıca galerinin
bulunduğu Brera bölgesi şehrin en popüler ve bohem bölgelerinden de biri.
Galeriye girmeseniz bile bu bölgede bulunan çok güzel cafeler ve restoranlar
var muhakkak burada vakit geçirin deriz.
Dipnot:
Avrupa’da her yerde olduğu gibi Milano’da da ‘City Sightseeing’ turları mevcut. Dileyen tek günlük ve iki
günlük tur seçeneklerinden birini alarak kenti rahatlıkla gezebilir. Tur
bilgisine ulaşmak için tıklayın.
Ne Yedik? Ne İçtik?
Gelelim
gezinin en lezzetli ve iştah açıcı kısmına… İtalyan mutfağı bizim çok
sevdiğimiz ve yemekten keyif aldığımız bir mutfak (bol karbonhidratlı olmasının
etkisi büyük tabi ;)) Sizin için bölgede seçtiğimiz başlıca yerler;
Duomoya yürüme mesafesinde olan bu küçük dükkan Milano’nun geleneksel lezeti Panzerotti’nin tadına bakılacak doğru yer. Bir çeşit kapalı pizza olan Panzerotti , hamur içerisine mozzarella,domates,jambon gibi malzemelerin konulup yağda kızartılmasıyla yapılıyor. Tavsiyemiz mozzarella-domates ya da ricotta-ıspanaklı yemeniz. Baştan söyleyelim biraz sıra beklemeniz gerekecek ama kesinlikle değer!
Yeri gelmişken Luini’nin karşısında ‘CioccolatItaliani’adında bir dondurmacı var. Biz
bayıldık eğer Panzerottiden yer kalırsa kesinlikle yiyin.
Obicâ |
Aperitivo
İtalyan kültürünün vazgeçilmezlerinden. Özellikle Milano’da çok yaygın olan bu
kültür için 'İtalyan Happy Hour’ı da diyebiliriz ;) Aslında İspanya’ya gidenler bilir
‘tapas’ kültürünün İtalyan versiyonu. Akşam 18.00 itibariyle küçük tapaslar eşliğinde
kokteylinizi yudumlayarak Duomo manzarası seyretmek isterseniz ‘La Terraza’, ‘Obicâ’
ya da ‘Terraza Aperol’ u tercih edebilirsiniz. Manzara sizin için önemli
değilse en çok tercih edilen aperitivo barları Brera bölgesinde. Aldığınız bir
içki karşılığında birçok yerde aperitivo barından faydalanabiliyorsunuz.
Önerimiz saatinden biraz daha erken gitmeniz yoksa sıra beklemeniz gerekebilir.
Kokteylden
bahsetmişken Spritz Milano’da sıklıkla tüketilen lezzetli bir içecek, bol bol
içmeden dönmeyin deriz çünkü biz öyle yaptık! İlk içerken damakta tatlı sonrasında
buruk bir tat bırakan bu lezzetli kokteyli yavaş içmenizi öneririz, çünkü çoğu
yerde büyük bardaklarda geliyor ve ne kadar içtiğinizi anlayamadan bir tane
daha sipariş ediyorsunuz ;) Farklı çeşitleri olan Spritz çoğu yerde Aperol’le
yapılıyor ama farklı çeşitlerini denemek isterseniz Porta Genova yakınlarındaki Yguana Cafe
Navigli’deki ünlü Bar Spritz’e mutlaka uğrayın.
Nottingham Forest |
Dolce&GabbanaMartini Bar |
‘Dolce&GabbanaMartini Bar’ şık dekorasyonu ve kokteyl menüsüyle öne çıkan diğer bir mekan. Arzu
edenler restoran kısmında akşam yemeklerini yiyebilir daha sonra bara
geçebilirler. Bizim menüdeki favorilerimiz ‘Summer Breeze’ ve ‘Dolce&Gabbana
Martini’. Sevenler için ‘Bloody Mary’si de çok güzelmiş bizden söylemesi.
Dünyadaki en iyi 4. Bar seçilen Nottingham Forest ‘da birbirinden
değişik füzyon tarzı kokteyller tatma imkanı sunuyor. Bar rezervasyon kabul
etmiyor bu yüzden erkenden gelip sıraya girmeniz gerekebilir aklınızda olsun.
Risotto
Milanese
Risotto Milanese- Ratana |
Milano’nun
geleneksel lezzeti ‘Risotto Milanese’ safranlı sosu ve yanında servis edilen
dana incik ile gerçekten çok lezzetli. Şu zamana kadar risotto yediğimizi zannediyormuşuz
dedirtti açıkcası. Biz Garibaldi bölgesindeki ‘Ratana’yı akşam yemeğimiz için
tercih ettik. Mekanın tasarımı ve risottosunun lezzeti bizden tam puan almayı
başardı!
Milano’da
Alışveriş
Milano’da tüm dükkanlar Quadrilaterod’Oro (“altın dikdörtgeni”) adlı bir bölgede toplu halde bulunuyor. (Via della Spiga-Via Manzoni-Via Sant’Andrea-Via Montenapoleone). Anlayacağınız sokak boyunca lüks mağzaların renkli vitrinleri sizi karşılıyor olacak. Ancak biz en çok farklı iç mekan dizaynı ile butik bir alışveriş imkanı sunan 10 Corso Comoyu beğendik. Alışveriş , restoran, café, sergi , hepsini bir arada barındırıyor.
Tabi gitmeden çevredeki en popüler outlet merkezini de öğrendik :) Şehre 1 saat uzaklıkta bulunan Serravalle Designer Outlet içerisinde lüks markaların mağazalarını barındıran çok güzel bir alışveriş kasabası. Otobüsle buraya her gün alışveriş turları düzenleniyor. Siz de alışveriş yapmayı bizim gibi çok seviyorsanız muhakkak bu tura katılın ama gezinizden bir günü feda etmeniz gerekecek :))
Eğer
makarna, peynir gibi daha damağa hitap eden bir alışveriş arıyorsanız ‘Peck’ ve
‘Eataly Smeraldo’ kesinlikle bu isteğinizi karşılayacaktır. Arzu edenler hem alışverişlerini yapıp hem de Eataly'nin içindeki restoranlarda yemeklerini yiyebilirler. Şahsen biz öyle yaptık.
Milano
Gece Hayatı
Milano , gece hayatı canlı bir şehir.
JustCavalli Club Milano’nun trend mekanlarının başında geliyor. Ancak buraya
girebilmek için kıyafet seçimine biraz dikkat etmeniz gerekecek ve rezervasyon
yaptırmanızda fayda var. Ünlü futbolcu ve oyuncuların mekanı Hollywood ve
Tocqueville de gidilebilecek mekanların başında. Özellikle elektronik müzik meraklıları için değişik bir deneyim olacağını düşündüğümüz Tunnel Club undeground müzik ve parti kültürünü yaşatan cinsten bir mekan. 90larda tren istasyonu olarak faaliyet gören mekan, şu anda DJ performansları ve canlı konserlere ev sahipliği yapmakta. Biz vakitsizlikten gidemedik ama ilgilisine duyrulur :)
COMO GÖLÜ
Milano’da
2 dolu dolu geçirilen günün ardından son günümüzü Como’ya giderek değerlendirmeye
karar verdik ve hızlı olduğu için ulaşımımızı trenle yapmayı
tercih ettik. Yaklaşık 1 saat süren yolculuğun ardından Alp dağlarının
eteklerine yerleşmiş tablo misali karşımızda duran Como Gölü’ne varıyoruz.
Her
ne kadar göl dense de aslında daha çok küçük bir denizi andırıyor Como. Küçük ve şık butikleri, cafeleri ve sakin doğasıyla kendine hayran bırakan gölün çevresinde İtalyan jetsetinin de evlerinin bulunduğunu belirtelim.
Como Gölü, aynı zamanda mimarlık mesleğinin doğduğu bölge olarak da biliniyor. Zaten, gölün kıyısındaki villa ve şatoların mimarisinden de bunu anlamak mümkün. Como gölü civarında bulunan bu muhteşem villaların bazılarını gezebiliyorsunuz. Villalar bahçe düzenlemeleri ve tarihi iç dekorasyonlarıyla sizi başka bir döneme götürüyor adeta.
Siz de konaklamadan bizim gibi günübirlik
bir gezi planlıyorsanız tavsiyemiz tekne turu alarak Como, Bellagio ve
Varenna'yı gezmeniz olacaktır. Ancak
baştan belirtelim ki mesefaler çok da yakın değil. Tekneyle ortalama 2-2.5 saatlik
yolculuktan bahsediyoruz. Bu kadar uzun solukluklu bir tur fazla gelirse yalnızca
Como çevresinde bir tekne turu yapabilirsiniz. (Tur bilgisi için tıklayın) Como Gölü’nü tepeden
seyretmek isteyenler için ise Brunate-Como arasında çalışan tarihi fünikülere binmelerini
öneriyoruz. Yalnız gittiğiniz sezona göre kapalı olma ihtimali olabilir.
Dipnot:
Como’nun tadını çıkarmak için tavsiyemiz daha sıcak aylarda ve en azından 1
gece konaklayarak çevre sahil kentlerini gezmek olacaktır.
Gezi
ile ilgili daha detaylı bilgi için bize ulaşabilirsiniz.