ULAŞIM
ve KONAKLAMA
Ulaşım maliyetini azaltmak için Amerika
biletlerini son anda almamak gerekli. Fakat çok erken alındığında da yine
pahalı olabiliyor. Bu nedenle biz mayıs ayındaki tatil biletlerini ocak ayında
almayı tercih ettik. İlk durak olarak San Francisco'yu seçtiğimiz için,
yolculuğun zaten uzun süreceğini de göz önünde bulundurarak direk uçuşu olması
nedeniyle THY'yi tercih ettik. Yolculuk biraz uzun olsa da tatil modunda 6 arkadaş
olduğumuz için yol oldukça keyifli geçti. Konaklama için bir çok seçenek var
San Francisco’da. Araba kiralamayı planlamıyorsanız, şehir merkezinde kalmanız
ulaşımınızı kolaylaştıracaktır. Union square ya da Fisherman’s Wharf’u tercih
edebilirsiniz. Ancak araba kiralayacaksanız, merkeze uzak olan oteller daha
uygun fiyatlı olacağı için onları da tercih edebilirsiniz. Biz araç kiralamadık
ve Fisherman’s Wharf’ta kaldık. San Francisco’da gezilecek oldukça çok yer
var. Biz kısıtlı zamanımızda elimizden geldiğince görmeden gelmeyin diye
bahsedilen yerlere gitmeye çalıştık.
ALCATRAZ
İlk gün özellikle Al Capone’u (Scarface)
misafir etmesiyle ünlü olan Alcatraz adasına gitmeye karar verdik. Alcatraz’a
giden feribotlar Pier 33’ten kalkıyor (Hemen Pier’in girişinde big bus bilet
satış ofisi var, tatilinizin kalanında big bus kullanmayı düşünürseniz,
biletlerinizi burdan edinebilirsiniz). Adaya giderken her ne kadar güle oynaya
gitsek de içeri girer girmez hapishane kasveti çöküyor insanın üzerine.
Hapishane psikolojisini tam anlamıyla hissediyorsunuz. Audioguide’larımızı aldıktan sonra Alcatraz’ı gezmeye başlıyoruz. Zaman zaman parmaklıkların ardına geçip fotoğraf çeksek de aslında hepimiz için ürkütücü bir deneyim… İnsan kendini ya benim başıma gelseydi diye düşünmekten alıkoyamıyor! Audioguide’da sadece adanın tarihi anlatılmıyor, o dönemdeki gardiyanların ve tutsakların ağzından günlük konuşmalarına, yaşadıklarına tanık oluyorsunuz. Yani anlayacağımız biz hapishane moduna kaptırdık kendimizi. San Francisco’ya yolunuz düşerse, bizler için oldukça enteresan bir deneyim olan Alcatraz’a uğramadan gelmeyin deriz ;) Ve eğer Alcatraz'a gitmeye karar verirseniz, biletler çok çabuk tükendiği için gitmeden önce online biletlerinizi almayı ihmal etmeyin.
Alcatraz cruise |
Hapishane psikolojisini tam anlamıyla hissediyorsunuz. Audioguide’larımızı aldıktan sonra Alcatraz’ı gezmeye başlıyoruz. Zaman zaman parmaklıkların ardına geçip fotoğraf çeksek de aslında hepimiz için ürkütücü bir deneyim… İnsan kendini ya benim başıma gelseydi diye düşünmekten alıkoyamıyor! Audioguide’da sadece adanın tarihi anlatılmıyor, o dönemdeki gardiyanların ve tutsakların ağzından günlük konuşmalarına, yaşadıklarına tanık oluyorsunuz. Yani anlayacağımız biz hapishane moduna kaptırdık kendimizi. San Francisco’ya yolunuz düşerse, bizler için oldukça enteresan bir deneyim olan Alcatraz’a uğramadan gelmeyin deriz ;) Ve eğer Alcatraz'a gitmeye karar verirseniz, biletler çok çabuk tükendiği için gitmeden önce online biletlerinizi almayı ihmal etmeyin.
GOLDEN
GATE KÖPRÜSÜ
Sıcak kırmızı-turuncu rengiyle San
Francisco’nun en önemli sembollerinden biri Golden Gate köprüsü. Tabii ki
gitmezsek olmaz diye düşündük, ama şimdi diyoruz ki gittik de ne oldu!! Köprü
bu kadar meşhur olunca, bizim de big bus otobüs biletlerimiz olunca, otobüsle
gidelim ve köprüden karşıya geçelim diye planladık. Otobüsün kapalı alanından
çevreyi incelemek mümkün olmadığı için, yukarıda açık alanda oturduk. İlk
başlarda oldukça keyifli olan yolculuğumuz gerçekten eziyetle sonlandı. Mayıs ayında San Francisco serin, öyle saatlerce hareket eden bir
araçta açık alanda oturmaya müsait değil. Biz zor yoldan öğrendik sizlerin de
bilgisi olsun;) sonuçta köprüye gittik fakat o kadar çok üşümüştük ki köprüyle
doğru düzgün bir fotoğraf bile çekemedik. İşte elimizde bir tek aşağıdaki fotoğraf bulunmakta...
Umarız kopru görünüyordur :P |
FISHERMAN’S
WHARF
Otelimize de yakın olduğu için neredeyse
hergün uğradık Fisherman’s Wharf’a. Pier 39’da birçok café, restaurant, hediyelik
eşya satan dükkan bulunmakta. Hemen girişte sevenler için Hard Rock café de
var. Ama Fisherman’s Wharf’un bizce açık ara en ilginç özelliği sürekli
hararetli bir yer kavgası içinde olan denizaslanları. Biraz pis koksalar ve
sesleri biraz yüksek olsa da oldukça tatlı hayvanlar olduklarını düşünüyoruz.
Bir de "Boudin Bakery" var ki!!! Zaten o güzel ekmeklerin kokusunu aldığınız anda
doğru yerde olduğunuzu anlayacaksınız…
Fisherman's Wharf - Deniz Aslanları |
CASTRO
Buraya bayıldık biz! Castro, San
Francisco’nun LGBTI mahallesi. Tüm mahallede dev gibi gök kuşağı bayrakları,
yollarda gökkuşağı renklerinde yaya geçitleri… Gerçekten ayrı bir dünya.
İnsanlar çok anlayışlı ve sempatik. Akşam bir şeyler içmek ve insanların
birbirine karşı ne kadar toleranslı olabileceğini yakından inceleyebilmek için
çok keyifli bir mahalle.
Adını Kaliforniya eyalet meclisine seçilen ilk eşcinsel aktivist "Harvey Milk"den alan "Harvey's"de leziz kokteyller içmeyi de unutmayın deriz. Biz tercihimizi Adult Raspberry Lemonade ve White Sangriadan yana kullandık. Kesinlikle bir uğrayıp, o havayı solumanızı tavsiye ederiz.
Rengarenk Castro sokakları |
Adını Kaliforniya eyalet meclisine seçilen ilk eşcinsel aktivist "Harvey Milk"den alan "Harvey's"de leziz kokteyller içmeyi de unutmayın deriz. Biz tercihimizi Adult Raspberry Lemonade ve White Sangriadan yana kullandık. Kesinlikle bir uğrayıp, o havayı solumanızı tavsiye ederiz.
Harvey's |
UNION
SQUARE
San Francisco’ya gidince uğramadan gelmeniz
imkansız olan şehir merkezi Union meydanı. Birçok alışveriş merkezi, cafeler,
barlar, restaurantlar var. Açıkçası biz pek başarılı restaurant seçimi
yapamadık dolayısıyla iyice araştırın deriz. Ancak sıra beklemeyi göze
alırsanız Macy’s binasının 8. katında bulunan Cheesecake Factory’de kötü yemek
yemeniz imkansız tabii ki;) Yemekle midenizi doldurmayıp, enfes cheesecakeler
için de yer bırakın deriz. Bir de Victoria’s Secret meraklıları için Union
Square ‘de dev gibi 2 mağaza olduğunu belirtelim.
PAINTED
LADIES
Acaba painted ladies bir tek bize mi hayal
kırıklığı oldu merak ediyoruz? Painted Ladies Amerikalıların aslında en kötü
şeyleri bile ne kadar güzel pazarlayabildiklerinin en önemli örneklerinden. O
fotoğraflardaki tatlı, şirin evleri, “Bizim Ev” dizisinin çekildiği evi
göreceğim diye büyük hevesle gittik, boyası dökülmüş 5-6 evle karşılaştık.
Tabii biz şok;) Yine de reklamın iyisi kötüsü olmaz bunu okuyanlar da meraktan
gider belki… Gider de beğenecek birşeyler bulursanız lütfen bizimle de
paylaşın.
OCEAN
BEACH
Bomboş bir sahil, alabildiğine kum ve tabii
ki okyanus. Tabii ki de gidin, okyanus kenarında yatın, yuvarlanın, koşun ve
fotoğraf çektirmeyi de unutmayın;) Hatta vaktiniz varsa sahilden bir taksiye
atlayın ortalama 10-15 dolar gibi bir ücret ödeyerek Golden Gate Park’a gidin.
Böylece mavinin ve yeşilin tadını aynı günde çıkartmış olursunuz…
NE
YEDİK NE İÇTİK?
Amerikanın doğu ve batı yakaları fastfood
zinciri bakımından oldukça farklı. Gitmeden önce "In-N-Out Burger"de mutlaka
yemek yenmesi gerektiğini okumuştuk. Mc Donald’s / Burger King’in California
versiyonu bizce In-N-Out burger. Biz beğendik, tavsiye ederiz. Bir de Fisherman’s
Wharf’ta "Bubba Gump" var Forrest Gump’ı izleyener hatırlayacaklardır. Biz
ıstakoz, yengeç gibi deniz ürünleri yedik, fakat Bubba Gump’ı sınıfta bıraktık.
Amerika’da çok daha iyi deniz ürünleri yiyebileceğiniz mekanlar var bilginize.
Fakat yine de sırf gidip görmüş olmak için bir bira içmeyi düşünebilirsiniz. Daha
lüks bir yerde özel bir akşam yemeği yiyelim derseniz "Hakkasan" restaurant’ı
tercih edebilirsiniz. Tabii dress code’a dikkat etmeniz gerekli, unutmayın. Son
olarak ilgimizi çeken bir başka batı Amerika farklılığı, Starbucks'dan
daha çok "Peet’s Coffee" olması. Ve biz de California’lılara hak vermedik değil,
gerçekten bu kahve bi ayrı güzel ;)
Bubba Gump |
ALIŞVERİŞ
Söz konusu Amerika olunca ilk akla gelen
aktivite belki de alışveriş. Yani bizim için öyle en azından :P Bizim gezimizin
ilk durağı San Francisco olduğundan ve sonrasında Las Vegas ve Los Angeles’e
geçeceğimiz için alışverişi sonraya saklamayı tercih ettik. Bunun da en büyük
nedeni Las Vegas’da verginin daha az olması. Sizin de aklınızda olsun ;) Ama
genel bilgi olarak önce yakındaki outletleri araştırıp, size uygun markaların
bulunduğu alışveriş merkezini seçmenizi, outlete uğramadan şehirden alışveriş
yapmamanızı öneririz. Bir de şehir merkezinde neredeyse her mahellede bulunan
Ross, Marshalls, Tj Max gibi mağazaların oldukça indirimli olduğunu ve
alışveriş yapmayı seviyorsanız her gördüğünüzde bir girmenizi önerebilirz. Vegas
yazımızda alışveriş tüyolarımızı paylaşacağız.
8 ay once gittiğimiz San Francisco gezisinden
aklımızda kalanlar bunlar oldu. Umuyoruz ki gezi planlarınıza bir katkımız
olmuştur. Gidin, gezin, siz de gözlemlerinizi bizimle paylaşın lütfen.
Sevgiler…
cok guzel anlatmissiniz. Peets benim de favorim.
YanıtlaSil